Ekim 22, 2024
Kültür & Sanat

Korona Salgınında Evsizler ve Mülteciler

2020 yılı Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan Covid-19 pandemisiyle başladı. Ülkemizde Mart ayına kadar açıklanan vaka bulunmazken 13 Mart’tan itibaren çeşitli tedbirler alınmaya başlandı. “Evde kal” sloganıyla halk evde kalmaya teşvik edilirken birçoğumuz için deyim yerindeyse hayat durdu. Evde kalmaktan sıkılan ve çıkıp gezmek için gün sayan kesimin aksine büyük bir çoğunluk çalışmak zorunda olduğu için evde kalamadı. Şanslı kesimlerin aksine kalacak evi olmayanlarsa yine göz ardı edildi.

Evsizler yeterli sağlık şartlarını oluşturamayan yaşam alanlarında, sağlık hizmetlerine ulaşım olmadan ve aynı zamanda psikolojik olarak yıpratıcı koşullarda yaşamlarını sürdürmektedir. Bu nedenle bağışıklık sistemleri oldukça güçsüz olan evsiz bireylerin akut solunum rahatsızlıklarına sahip oldukları gözlemlenmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırma evsizlerin %30’unda kronik akciğer hastalığı olduğunu tespit etmiştir. 2014 yılında Türkiye’de yapılan bir araştırmaya göre ise evsiz hastaların %19’u solunum güçlüğü şikayetiyle acil servislere başvurmuştur. Covid-19’un üst solunum yollarını etkileyen bir virüs olduğunu göz önüne aldığımızda evsiz bireylerin yüksek riskli bir sosyal grup olduğunu anlayabiliriz. Tüm bunlar bir yana evsiz bireylerin çoğunluğu yaşlı bireylerden oluşmaktadır. Bu kişilerin hastalığa yakalanması kolayken gençlerin taşıyıcı potansiyeli oldukça yüksektir. Boston Hope tıp merkezinde 187 hastanın yarısından fazlasının evsizolduğu belirtilmektedir. Pandemi süresince sık sık ellerin yıkanması, hijyene dikkat edilmesi, sosyal izolasyona uyulması gereklilikleri evsizlerin yaşam biçimi nedeniyle imkansızdır. Kalabilecekleri evleri ve yeterli sağlık koşulları olmayan bu insanların sosyal mesafeyi korumasıysa bir o kadar imkânsız görünmektedir. Özellikle evsiz nüfusu fazla olan San Francisco, California ve New York şehirlerinde evsiz bireyler boşaltılan otel ve pansiyonlara yerleştirildi fakat bu da bir çözüm sağlayamıyor. Birçok insanın tuvaletleri, yemek alanlarını paylaşması ve küçük alanlarda bulunmaları sebebiyle zaten çoğunluğu taşıyıcı olan bireyler arasında hastalık yayılımı hızlandı. San Francisco’da bulunan MSC Evsizler Barınağı’nda yalnızca birkaç gün içinde enfekte kişi sayısı 70’den 100’e çıktı, sayı artmaya devam ediyor.Evsiz bireyler için Covid-19 pandemisi sırasında bir çözüm düşünülmesi yalnızca insan haklarıyla alakalı bir konu değil. Bu kişilere sosyal izolasyon ortamının sağlanması aynı zamanda toplum sağlığı için de önem arz ediyor. Konuyla ilişkin durum analizi ve önlem stratejilerinin yer aldığı Çorbada Tuzun Olsun Derneği tarafından yayınlanan rapora tıklayarak ulaşabilirsiniz. 

Şehirdeki evsiz nüfusun yanı sıra küresel evsizler olan mülteciler de dezavantajlı grupta yer almaktadır. Türkiye’de vaka açıklanarak sosyal izolasyon tedbirleri alınmasından çok önce Şubat ayında, Cumhurbaşkanı Erdoğan mültecileri siyasi bir koz olarak kullanmış ve Türkiye-Yunanistan sınır kapıları açılmıştı. Yalnızca sınır kapıları açılmakla kalmadı ve mülteciler devlet destekli bir şekilde sınır kapılarına taşındı. Bu noktada, hepimiz bir insanlık suçuna şahit olduk. Yunanistan’ın mültecilere uyguladığı hukuka aykırı orantısız güç, keyfi alıkoyma, geri itme, darp gibi müdahaleler tepki çekmişti ki Korona virüs salgını gündemi tamamıyla değiştirdi. Sınırdaki mültecilerin neredeyse tamamı açık havada barınma, tuvalet, duş, temiz su kaynağı ve yiyecek ihtiyaçlarından mahrum şekilde beklemekteyken Mart itibariyle göçmen ve mültecilerin Türkiye hükümeti tarafından çeşitli konaklama bölgelerine taşınarak çadırların yakıldığı kesin olmayan bilgisi, gayri resmî kurumlarca söylendi. Bu süreçten önce çeşitli STK’lar tarafından bölgeye taşınabilir tuvalet gibi hizmetler ulaştırılsa da yeterli değildi. Uluslararası Af Örgütü Kampanya Sorumlusu Damla Uğantaş, katıldığı bir konferansta birinci dereceden tanık olduğu durumu “Tuvaletleri yüzlerce kişi kullanmak zorundaydı, bu nedenle uzun kuyruklar oluşuyordu. Kadınlar için durum daha zordu. Güvenlik ve hijyen koşulları sebebiyle uzun süre bekleyerek toplu halde gitmeye çalışıyorlardı” sözleriyle aktardı. Tüm bu süreçte, Türkiyeli yetkililerin yıkanma yerleri ve tuvalet oluşturulması önerisini reddettiği biliniyor. Sığınmacı ve göçmenlerin hijyen koşullarından yoksun, yeterli gıda bulunmayan bu savunmasız durumda Covid-19 salgınından çokça etkilenmesi endişeleri üzerine Türkiye hükümeti araçlarla mültecileri konaklama bölgelerine taşımış olsa da hala otobüs garlarına ve yollara yakın yerlerde uyuyan göçmenler mevut. Uluslararası Af Örgütü’nün sınırda ve sınır ötesinde yaşananlara dair yayınladığı rapora tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Bu konuda geri bildirim bırakın

  • Değerlendirme

artıları

+
Alan Ekle

eksiler

+
Alan Ekle