Ekim 22, 2024
Ekoloji Gündem

28 Saniye

28 SANİYE

Bir toz bulutu yayıldı etrafa ve yeryüzünün altı üstüne geldi. Yıllardır toprağın altında el ele vermiş o kadim kökler gün yüzüne çıktı. Onca fırtınalara karşı dimdik durmuş devasa gövdeler boyunlarını büktü. Yaşlar süzüldü toprağın tüm çocuklarının gözlerinden, bazıları hariç.

Dört yıl önce gelmişti ihbarname, topraklarınızı bir proje sahibine satın diyordu. Kimseye ait olmayan, besleyen, iyileştiren, yuva olan toprağı parayla satın alıp yarınları yutacak bir maden sahası haline getirmek istiyorlardı. Ancak dört senedir ne çok güvendikleri para ne de sağlam koltukları olan uzun kollar toprağa erişebildi. 2021’de yangın sıçrama tehlikesi bahanesiyle 105 canı aldılar. O gün bugündür Akbelen’in koruyucuları ormanla uyudular, ormanla uyandılar. Ağacı, toprağı, hayvanı, insanı bir oldu dimdik durdu yıkım hırsının karşısında.

Yıllardır gece gündüz nöbet tutularak korunan bu orman, 24 Temmuz sabah 05.30’da yüzlerce jandarmanın şafak baskınıyla uyandı. Bir anda toprak sarsıldı ve basmaya kıyamadığımız alanlara o pahalı, dev yıkım makineleriyle girdiler. Bunca senedir köylülerin korumasındaki bu toprağın, vakur bir şekilde gökyüzüne uzanan çamlara mezar oluşunu izledik. İnsanların, ormanlarda yuvası olan tüm hayvanların yıkılan ağaçlarla birlikte yıkıldığını, canlarından canlar giderken üzerlerine biber gazı sıkıldığını, tomalarla kovalandıklarını, köylülerin yerlerde sürüklendiklerini de izledik. Sahi, siz bu görüntülere şaşırmayı hangi eylemde bıraktınız?

Ormanla birlikte katledilen hukuk

Hukuk diye helvadan put yapmışsınız acıkınca yiyorsunuz, demişti Kozağaçlı. Tam da Akbelen sürecinde hatırlamak gerekiyor bu sözü. Nitekim tüm hukuksal metinlere, vicdana, akla ve ahlaka aykırıdır Akbelen Ormanı’nın katliamı. 

Tahsis kararının iptali için açılan davada senelerdir gerek olmamasına rağmen ardı ardına tekrarlanan keşifler, alınan bilirkişi raporları, gerekçe olmaksızın kaldırılan yürütmenin durdurulması kararları bizlere çetelerin ekonomileri söz konusu olduğunda yargıda usul ekonomisi ilkesinin işlemediğini gösterdi. Tüm bu süreçte ormanı savunan köylüler ve avukatlar da yargılandı, terörist ilan edildi. Çünkü parayı değil, toprağı, geleceği, iklimi, ekolojiyi, hayvanı, ağacı savunuyorsanız marjinal sayıldığınız bir dönemden geçiyoruz. Ama kabul edelim ki çiçekli şalvarlarıyla 80 yaşında tomalara direnen teyzeler ise en marjinallerimiz.

Doğadan esinlenerek hazırlanan kamuflajlı kıyafetleriyle ormanları basanlar ellerinde olsa ağaçlarda yaşayan kuşları da gözaltına alacaklar. Günlerdir devam eden bu direnişlerde tıpkı katledilen ormanlar gibi hukuku da katlettiklerini görüyoruz. Gözaltında değilsiniz, gözlem altındasınız denilerek insanların saatlerce karakolda bekletildiklerini, yerde hiçbir şey yapmadan oturanların üzerine tazyikli su sıkıldığını, olayları görüntülemeye çalışan basının bir adım önünden gözüne biber gazı sıkıldığını ve daha birçok işkenceyi sosyal medya aracılığı ile de herkes gördü. En önemli hukuksuzluğu ise bugün, Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatlar duyurdu. Şirkete verilen ağaç kesim izninin Aralık 2021’de dolduğunu öğrendik. 1 Bir türlü doymak bilmeyen çetelerin bu helvadan kaçıncı kaşıklarını aldıklarını artık biz sayamıyoruz.

“Son sözü doğa söyler”

Elli dereceyi gördüğümüz bir yaz döneminde, kuraklığın, susuzluğun, gıda kıtlığının kucağında olduğumuz bu devirde, kepçelerle ormanlara girmek, bir yaprağın dahi korunması gerekirken devasa ağaçları yerle bir etmek, toprağı insana kırdırmak bir akıl tutulmasıdır. Doğayı korumak için direnenleri dövdükten sonra gölgesinde dinlenecek ağaç kalmadığında, belki bu mücadeleyi anlayacaklardır ancak o devasalıkta bir ağacı yeniden yetiştirmeye ömürleri yetmeyecektir. Sonsuz ömürleri varmışcasına kibre bürünen tüm bu bedenlere topraktan gelenle varlıklarını sürdürebildiklerini ve sonunda yine toprağa gideceklerini hatırlatmakta fayda var. Çünkü her zaman son söz doğaya aittir.

“Her şey birbiriyle bağlantılıdır
Her şey bir yere gider
Hiçbir şey sonsuz değildir
Son sözü doğa söyler”
2

İnsanlığın varlık ve yokluk savaşı sona erdikten sonra bir gün kuru ağaçlar yeniden tomurcuklanacak, hayvanlar yeniden yuvalarını yapacak, ailelerini kuracak, nehirler yeniden çağlayacak, toprak yeniden tüm çocuklarıyla barışacak. 

Bazıları hariç..

*Akbelen’de genç bir ağacın yere düşme hızının 28 saniye olduğu tespit edildi. Siz bu yazıyı okurken yaklaşık 11 ağaç katledildi.

[1] https://twitter.com/cehav/status/1685647433747812352?s=46

[2] Ernest Callenbach, Ekoloji Cep Rehberi, Sinek  Sekiz Yayınevi, 2012

Tuğçe Berber
Adaletin sadece insan türüne özgü olmadığını ve yaşam hakkının tüm türler için varolduğunu savunarak avukatlık mesleğini idame ettirmekte, etik vegan anlayışıyla şiddetsiz, sömürüsüz bir yaşam sürdürmeye çalışmaktayım. Ulusal ve uluslararası hayvan hakları mevzuatı konulu staj tezim ile başladığım avukatlık mesleğine, mevzuat çalışmaları, dava takibi ve hayvan özgürlüğüne katkısı olabilecek tüm hukuki mücadelelere destek vermeye çalışarak devam etmekteyim. Tüm türlerin eşitliği savunusuna dayalı hayvan özgürlüğü mücadelesi ile birlikte ekoloji mücadelesinde de hem mesleki alanda hem de günlük yaşamda aktivizm alanında profesyonel ve sosyal çeşitli faaliyetler yürütmekteyim. Hayvanlara Adalet Derneği, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, İzmir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu ve İzmir Barosu Çevre Komisyonu üyesi olarak bu mücadelelerin daha görünür olması için çeşitli toplumsal projeleri desteklemekte, dava takipleri yapmaktayım. Adalet mücadelesinin karanlık dünyasını renklendirmek için yoga, fitness ve müzikle ilgilenmekteyim.

    Bu konuda geri bildirim bırakın

    • Değerlendirme

    artıları

    +
    Alan Ekle

    eksiler

    +
    Alan Ekle