28 Saniye
28 SANİYE Bir toz bulutu yayıldı etrafa ve yeryüzünün altı üstüne geldi. Yıllardır toprağın altında el ele vermiş o kadim kökler gün yüzüne
Geçtiğimiz mayıs ayı içerisinde nesli tehlikede olan türler günü ve biyoçeşitlilik günü gibi aslında çok önemli olan iki günü geride bıraktık. Bugün
Attike şehrinin koruyuculuğu için mucizelerini yarıştıranlar arasından, tuz gölü yaratan Poseidon’un değil de, zeytin ağacı filizlendiren Athena’nın seçilmiş olmasının bir sebebi vardır elbet.
Bugün 29 Aralık Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü ve aynı zamanda Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 28 yaşında. Bugün bu yazıyı dünyanın en önemli üç
Avcılık, eski toplumlarda hem etik anlayışın hem de üretimin gelişmemiş olması nedeniyle beslenme ve güvenlik ihtiyacıyla yapılıyordu. Peki günümüzde niçin devam ediyor? Biliyoruz
Dünyada bir şeylerin iyi gideceğine inanmaya ihtiyacımızın olduğu günlerdeyiz. Birilerinin gelecek için çaba gösterdiğini, kaygılarımızın ortak olduğunu, mücadelede yalnız olmadığımızı bilmeye ihtiyacımız olan
Sabaha karşı neler yapılabilir? Güzel bir yürüyüş yapılabilir mesela, keyifli bir müzik dinlenebilir, işe gidilebilir, uyuyabilir kimileri… Ama bazıları da var ki, molozlar
Yaşamın her geçen gün daha da zorlaştığı topraklardan sesleniyorum; limitlerimizi aştık, hem dünyanın limiti hem sinir kat sayımızın limiti tükeneli çok oldu.
Betonlaşmayı çağdaşlıkla bir tutma yanılgısı yüzünden, bir sahil şeridi daha bir türlü yerlere göklere sığamayan doyumsuz insanlığın tehdidi altında. Oysa sormak gerekir ki;
Halkın ranta, sömürüye, talana karşı direnişini izliyoruz günlerdir. Bazılarımız yola çıkıyor ağaçlara siper olmak için, bazılarımız seslerini duyurmak için sosyal medyayı kullanıyor ama